3 Temmuz 2010 Cumartesi

Patron kalın kaşlarını kaldırdı. Genişçe masasının diğer ucunda koltuğuna hafif yayılmış bir halde oturuyordu. Kaşlarıma kadar terliyordum, oysa klima çalışıyordu, şu allahın cezası temmuz sıcağı işte.
“Bu projede ofisin sorumlusu siz olacaksınız”
Yutkundum. Daha başlayalı 8 ay kadar oluyordu. Daha eskiler vardı. Bu projeyi bekleyenler. Ben seçilmiştim. Diğerleri değil. İt gibi çalışmıştım 8 ay. Dosyaları eve taşımıştım gizlice. Evde de çalışayım diye, hem eve götürdüğümü kimse bilmesin, hem işi ne kadar çabuk bitirdiğim görülsün. İlk başlarda kıdemli olanlar çok fazla ciddiye almıyordu beni. Dünkü çocuk, yeni mezun, daha stajını yeni tamamlamış gelmiş. Ne bilecek? Ne kadar tecrübesi varki?
“Ekip işleri önemlidir. Ben herşeyi sizden sorarım. Sizden bilirim. Siz yaptıracaksınız diğerlerine. Tek muhatabım siz olacaksınız. Nasıl yaptıracağınız sizin işiniz.”
“Teşekkür ederim. Güveniniz için.”
Başını çevirdi Patron. Penceyere doğru. Dışarda yüksek binaların çatıları. Daha arkada devasa yol. Ayağa kalktım. Kısa yetkilendirme toplantısının sonu.
“Bir şey daha var. Ofise başlayalı çok olmadı. Oysa bu önemli bir proje. Altınızda 8 kişi olacak. Bir tanesini seçip işten çıkarmanız gerekiyor. Anladınız mı? ”
“Evet efendim. Anladım.”
Kapıdan çıktım başım önümde. Sekreterin gereksiz bakışları üzerimdeyken. Kendimi açık camdan atmak istiyordum. Neden hayır dememiştim. Sekiz kişi. Hepsini tanıyorum. Ali osman, Akif, Zeynep, Muharrem, Recep, Berrin, Semiha, Can. Hepimiz bu projede görevlendirileceğimizi biliyorduk. Kimin idareci olacağını tartışıyorduk topluca. Ali osman’la Akif kıdemliydi hepimizden. O ikisinden biri olacağına kesin gözüyle bakıyorduk. Ali osman biraz daha yavaş bir çalışandır ama ama çocukarı var. Hepsinin var. Can’la Semiha hariç . Ama onlarda ofisin en çok iş çıkaranları. Neden hayır demedim. İçeri dönüp yapamayacağım mı demeliydim? Yürüdüm. Odama döndüm. Biraz erken çıkacağım dedim yan masada oturan Berrin’e. Alelacele çıktım. Asansörü beklemeden merdivenlerden indim koşarak. Dışarısı daha da sıcaktı. Durmaksızın terleyerek yürümeye devam ettim. Ali Osman’ın çocuğu koleje başlayacak. Semiha boşanmak üzere. Onları çıkartamam. Kimi çıkartabilirim. Daha dünkü çocuk diyecekler. Öfke duyacaklar beni. Herkes tanıyor birbirini. Özel yaşamlarımıza kadar hatta çoğunluk. Kaç aylardır beraber çalışıyoruz işte. Bu işi bulana kadar da çok zorlanmıştım. İşsizliğin büyük bir dalga olup yeni mezunların üzerinde patladığı günlerdi. Bir yığın kalifiye işsiz. Nasıl geri dönecekler. Herşey baştan. Bu ofiste çalıştıklarını yazacaklar özgeçmişlerine. Birkaç bir yere bırakacaklar. Onlardan dönüş olacak. Beni arayacaklar “.. beyi/hanımı nedne işten çıkardınız?” Temmuz bile olmayacak aylardan, ayakkabılarım bile terden vıcık vıcık olacak. “aslında tabii çok iyi bir elemanımızdı ancak ekonomik kararlar doğrultusunda kendisini daha fazla geliştirebileceği bir yere geçmesini salık verdik.” Gerçekten duyduğum en saçma cümle. Yürüdükçe sağımda yolun gürültüsü daha duyulur hale geliyordu. Zeynep yeni ev aldı. Muharrem’in başka sorunları var. Ailevi demişti. Ayrıntısını bilmediğimiz. Can ofisin en çok iş götüren elemanı. En yavaş Ali Osman ama en kıdemli de O. Yapamayacağım. Buanltıcı sıcak, güneş oklarını daha şiddetle beynime yağdırıyor. Yeter zaman dur artık. Ben istedim ama. Çok istedim projenin başına geçmeyi. Aylardır bunu düşündüm sinsi sinsi içimden. Patronun çalışmamı beğendiğini biliyordum uzundur. Sesimi çıkarmıyordum, herkes Ali Osman’la Akif’i bekliyordu. Semiha darmaduman zaten. Geri dönmek gerek. Patronla yeniden konuşmak. Yapamayacağım demek. Verin, soru falan verin, durum çalışması yapalım, herne isterseniz onu yapalım. Kimseyi atamayacağım. Oysa o proje için çok çalıştım. Bağlantıları buldum, herkesin herşeyin önem verdiği gereksindiği şeyleri bulup çıkardım, görüşmeler yaptım. Patron yapamayacağım, isterseniz bunu bir istifa olarak kabul edin.
Ama çok uzun zaman işsiz kaldım. Can sıkıntısı ile bellek kaybı gibi bir durumdu. Ev halleri. Ah şu kriz çıkmasaydı. Yinede yapabilirmiyim. Yapamam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder