28 Şubat 2019 Perşembe

  "..en kritik şey, neredeyse her şeyi sarıp sarmalayan olarak yitirilmiş zaman'dır" diyordu mektup. Kayıp Zamanın İzinde...Gözlerimi kapattım. O kadar öfkeliydim ki. Yazamıyordum bile. 

13 Şubat 2019 Çarşamba

"açtık çok açtık çok çok açtık
ekmek istedik kadın istedik tanrı İstedik
ve oturup ağladık niye
ve niye hiç görmemiş gibi sanki
oturup hep birlikte ağladık ona şaşıyorum
ona şaşıyorum biz sanki hiç ekmek görmedik
yemek için
hadi hiç görmedik diyelim / çok doğru /
sanki hiçbir şey de mi yemedik.."(A.Zekai Özger)
    Kadın yüzüme bakıyor. Makyajlarının, köfteye konacak yumurtanın, ekmeğin, konmayacak galeta tartışmalarının içinden, yeni diktiği peluş montunun arkasından bakıyor. Açtık diyeceğim. Çok açtık. Necat'la karşılaştık. "sevgiliniz yok mu?" diyor. Açtık, çok çok açtık diyeceğim. Şiirin devamını söyleyeceğim, boşlukta sallanacağız sonra, foucault'un sarkacı gibi salınacağız, ve salınımlarımız teğet geçmeyecek birbirine. Kadın yüzüme bakıyor. Necat yazıyor. Bir sis, koyu, kopkoyu bembeyaz bir sis, yazdıklarının içinden hiç bir şey göremeyeceğim. Bir anda dağılıverecek sanki, hep aynı yerde bulacağım kendimi.