19 Ekim 2021 Salı

 Elime baskıları solmaya yüz tutmuş siyah kupayı alırken "stark house" yazısına bakıp gülümsüyorum. Şimdilerde çok uzak bir anı, anadolunun kuzeyinde bir sahil kentinde, bilinen neredeyse tek kitapçıda dönemin popüler dizisine ait metaların olduğu rafta kızımla kikirdeşiyoruz. Burda bu çeşitli kupa, ayraç, küçük defterleri bulmak yaşama sevincimizi arttırmış, kızımın artık genç kız olduğunu, benzer şeylerden keyif alabildiğimizi görmenin şaşkınlığı ve mutluluğu içindeyim. Kitapçıdaki yaşıtım adam doğal olarak kızımla gülüşmek yerine kendisi ile flört etmemin beni birşeyler satın almaya daha teşvik edecek birşey olduğunu düşündüğünden sürekli konuşuyor. Tabii ki adamla kikirdeşmek bana da iyi gelebilir, ama ne yazık ki bilmediğim bir şey bu. Otobüste muavinle, dükkanda satıcı ile, kuaförde saçınızı yapan adamla hafifletici konuşmalar, zararsız, sizi mutlu edecek şeylerdir, ama bilmiyorum işte. Bu gibi durumlarda sadece asık sert bir suratla  durmak gelir içimden. Sonunda kasa da adam kupaya bakıyor ve tüm suratsızlığma doğru, gizli bir tarikatin üyesiymişiz gibi "hepimiz starkçı değil miyiz" diyor. Hayatım boyunca beni gülümsetecek bir anı bırakıyor.