30 Aralık 2012 Pazar

"O kadar kendimden uzak bir ay geçirdim ki"
"O da birşey mi? ben kendimden uzak bir ömür geçirdim." dedi ses.

28 Aralık 2012 Cuma

Sesi neredeyse gergin "merhaba" dedi. Şaşırmıştım aramasına aslında, sevinmiştim de bir yandan, merhaba dedim. "biz hisara kahvaltıya gideceğiz  ege'yle,sen de gelsene" dedi. Cümleyi o kadar çabuk, o kadar mutsuz söylemişti ki, içim burkuldu bir an. Bu hali biliyordum. İnsan günlerce evden çıkmaz. Evin duvarları batmaya başlar artık. Eşyaları görmek eziyet. Beraber çok da vakit geçirmediğin birini çaresizce arama halleri. Sadece insana ihtiyacım var. Bana eşlik et. Sesini duymaya, sadece "anne" değilken olduğum günlerdeki gibi, herhangi bir şeyden konuşmaya ihtiyacım var. "Geleyim. Ne zaman çıkarsınız?" dedim. O gergin,mutsuz ses, gevşeyiverdi birden, "yarım saatte çıkmış oluruz."

18 Aralık 2012 Salı

Nefes alışverişlerini yavaşlat şimdi. Dışarıya, yeni inşa edilen kent merkezinin gökdelenlerine bak. Şimdilerde yeniden keşfedilmiş arka sokaklar. Kafanı yüksek pencerenin altındaki duvara vurmak istiyorsun biliyorum. Nefesini tut, sonra ağır ağır bırak. Ama çok sigara içtiğinden yakında nasıl anfizem koah olup boğulacağını anlamak için değil. Sadece biraz daha sakinleşmek için. Bu anın geçeceğini, daha dingin, daha az kaygılı zamanlarının geleceğini düşün.

15 Aralık 2012 Cumartesi

    Bu sene de sona erer mi ki dersin? Hani bazen olurya, arapsaçına dönmüş yaşam, herkes bir ucundan tutmuş çekiştiriyor seni, en sonunda ortadan yarılıvereceksin bu gereksiz rollerin arasında, haberleri yok. Olsa da vazgeçerlermiydi emin değilim.
   Başkan'ın toplantısına geç giriyorum, efendi olup, kusura bakmayın diyorum. Geçmiş olsun nasıl çocuk diyor.(Sadece çocuk değil, kızım!) İyi şimdi sağolun diyorum, kısa özet geçiriyorum rahatsızlığını. İdarecilerin doğal bir iticiliği vardır. Başkan öyle değil. İnsanın aman daha çok çalışayım da bu hep başkan kalsın diyesi geliyor.  "sizin durumunuzu biliyoruz Semiha hanım" diyor babacanla şefkat arası bir ses tonuyla. Ama yaşının küçüklüğünden mi yoksa sevimli yüzünden mi, birşey bu görüntüye, beyaz mobilyalara, geniş odanın ağır dokusuna zıt düşüyor.İçimden  gülümseyerek  bak söz yapacağım verdiğin işleri, az daha zaman ver diyorum, dışımdan yine gülümseyerek sadece sessizce uzun konuşmasını dikkatle dinliyorum.