15 Eylül 2022 Perşembe

 Günler, aylar, yıllar geçmiş. Hayat değişmemiş. Sadece biraz daha yorgun ve biraz daha korkak, ama daha duygusuz ve umarsız olmuşsun. Mr.sandman. give me a dream gözünü seveyim. Yıllar sonra uykusuzluğunun gereksiz çalışan tiroid hormonundan kaynaklandığını anlamışsın. Ayda iki kilo almakla bir kilo vermekle ilaçlarını arttırıp azaltmaya karar veren doktor nabzın hızlı diyor. Doktor korkusu yüzünden diyorum. Dalga geçme benimle dingil ilacı arttırırsam kilo alacaksın diye korkundan söylüyorsun bunu demiyor. Hayat kendi yoğunluğunda akıyor. Senden bağımsız. Kendini iyi hissetmek istediğinde, kızının iskelenin kenarındaki merdivenden kendini denize bırakırken yüzünde ki gülümsemeyi hayal etmek yetiyor.  Benzer bir sahnede annen kollarında, denizdesiniz, şimdi suya güven ve kendini böyle bırak diyorsun. Mutluluğun denizle ilişkisi. 


8 Nisan 2022 Cuma

       Kadın arıyor. Açmak istemiyorum, sabah daha yeni bir sinir krizi geçirmişim, sesim berbat, mutsuz ve öfkeliyim, en çok kendime öfkeliyim hem de. Yazamadığım için, kendim olamadığım için, ömrümün son çeyreğine girdiğimde bu kadar değiştiğim için. Telefonun sesi ay ışığı sonatı, odayı dolduruyor müzik. Bir süre sonra susuyor. Aramaya dönmeliyim. Sesimi düzeltmek için banyoya gidip yüzüme su çarpıyorum. Soğuk su panik atağını alır. Ama seninki panik atak değil. Düz bildiğin mutsuzluk. Boğazına kadar gelen dibe batma hissi sadece. Kadını arıyorum. Nasıl bir sesim varsa artık, her zaman ki neşeli sesi biraz kaygılı "öylesine aradım, nasılsın diye" diyor, yeni bir ağlama dalgasına gireceğimden korkuyorum, "yeni uyandım daha kendime gelemedim" gibi saçma bir gerekçe uyduruyorum, konuştukça ağlama dalgası yerini sakinliğe bırakıyor, yeni gelen bahardan, işyerinin can sıkıcılığından, işlerin yoruculuğundan bahsederken ara ara gülmeye başlıyoruz. Yakında zamanda görüşme dilekleriyle bitiriyoruz. Yorgunum. Telefonu kapatıp yeniden yatağa dönüyorum. Gün kendi sakinliğinde ilerliyor sadece.