Ev. Ne çok huzur ve ne çok huzursuzluk duymuşum burda. Ne çok acı ve ne çok sevinç yaşanmış, birbirinden bunca farklı duyguyu hep bir arada yaşamışım. İşte yine döndüm sana. Geçmişimde ve geleceğimde bir parça. Nedir ki toprak demiştim, ne anlamı var ki? Yüzüme bakıp "başka neyin anlamı var ki?"demiştin. "Düşün, senden geriye ne kalacak? Sadece toprak.. senden önce ve senden sonra varolacak olan." Burası benden önce vardı, ve benden sonraya kalacak. Toprak duygusu. Bu yüzden mi? Bunca zamandır aidiyet hissettiğim tek yer, kendi kendime itiraf etmesemde bu cümleyle yüzüme vurulan. Aidiyet. Ne kadar az şeye hissedebiliriz aslında.
Toprağım. Neredesin.
26 Ocak 2012 Perşembe
21 Ocak 2012 Cumartesi
16 Ocak 2012 Pazartesi
Episode V : Kar
Kar başlamıştı nihayet. Kentin pazartesi mesai çıkışı koşturmacasının üzerine sessizce, umarsızca yağıyordu. Herşey ertelenebilir, herşey unutulabilir, yeniden varolabilir insan bu beyazlıkta. Durup soluk alabilir. Kaybolabilir. Affedebilir, affedilebilir. Kar, tatlı uzun bir uykuyla soğuğun seni başka bir aleme götürebilmesini sağlayabilir....
7 Ocak 2012 Cumartesi
3 Ocak 2012 Salı
Yüzün/ Kayıp hüzün
Hepsi bir rüya gibi. Hayal miydi gerçek mi.. Hepsi, tamamı uzak bir coğrafyada yaşanmış gibi, yıllar önce, bulanık bir anı, zorlandıkça kayboluverecek zihninde. Anılarına hükmedemiyorsun, istediklerinde görünür olup, istediklerinde kayboluveriyorlar. Belki de bu daha iyi olandır. Yeteri kadar uzun, ağır bir uyku herşeyi silebilir. Yeniden, yenilerini yazmak için. Yada artık yeni birşeyler yazacak kadar zamanın olmadığını kabullenebilmek için. Yorgunluğun bedenini ele geçirebilir. Sonra beynini. Sonra kalbini.
Hepsi bir rüya gibi. Hayal miydi gerçek mi.. Hepsi, tamamı uzak bir coğrafyada yaşanmış gibi, yıllar önce, bulanık bir anı, zorlandıkça kayboluverecek zihninde. Anılarına hükmedemiyorsun, istediklerinde görünür olup, istediklerinde kayboluveriyorlar. Belki de bu daha iyi olandır. Yeteri kadar uzun, ağır bir uyku herşeyi silebilir. Yeniden, yenilerini yazmak için. Yada artık yeni birşeyler yazacak kadar zamanın olmadığını kabullenebilmek için. Yorgunluğun bedenini ele geçirebilir. Sonra beynini. Sonra kalbini.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)