25 Eylül 2014 Perşembe

Şafak 1433 gün.

Bir acaip memleket. Hala omuz atma geleneğini sürdüren hisli tacizci gençler var mesela. Nedir bu omuz atma hikayesi evladım dur bir düşün, git yaşıtlarına konuş eğlen keyifli zamanlar geçir, ne yapmaktasın diyesi geliyor insanın. Yada aa ben çocukluğumdan hatırlıyorum bunu, vay hala sürüyormu buralarda denebilir. Yanlış anlaşılmanın kesin olduğu durumlar.
 Öyle deme, güzel yönleri de var, "İki elin parmakları kadar çalışan varız burda" dedi hoşgeldine gelen meslektaş. Bir kere "hoşgeldin'e gelmek" eyleminin kendisi bile buraya has. Geldiğin yerde geldin mi gittin mi öldün mü kaldın mı kimsenin umrunda olmazdı .
 Fena olan durum, bu hoşgeldin ziyaretini yapan kıdemli meslektaşlardan birinin, acaba mesleki bilgisi benden çokmudur kaygılarıyla yaptığı ben herşeye hakimim temalı sohbetler. Üstelik benim hemen her konuda olduğu gibi mesleki bilgiler konusunda da kenarından köşesinden hiç bir iddialı tavrım yokken. Bir de  Burada işlerin kör tuttuğunu öper mantığıyla yürüdüğünü usulünce anlattıp peki siz nasıl yapardınız diye sakin soruşu yokmu. 

21 Eylül 2014 Pazar

Şafak 1437 gün.

Sabah sessizliğinde balkonumdan karadenizi izliyorum. Sabah koşularını yapan bir kaç insan, sahildeki yürüyüş yolunda, yan taraflarında dalgalanan, köpüren denize paralel yürüyorlar. Arada büyük araçlar sahil otobanından geçiyor. Bulutlu, süt beyazı gökyüzünde batıdan gelen uçak yavaşça alçalıyor. Yavaş ve sinsice alıştırıyor kendini bana şehir. Onu yeniden sevmeyi, yeniden bağlanmayı öğreniyorum.

19 Eylül 2014 Cuma

Daha sweet bir home. :)