11 Temmuz 2016 Pazartesi

Bütün bunların dışında kalmak istiyordum. Mesela, zamansız yağan yağmurun. Yazın en sıcak günlerinde bile birden bulutlar toparlanıp bir kaç gök gürültüsünün ardından hızla yağabilir. Bu iyi seçenek. Kötü olan nemin gittikçe arttığı ikindi vakitlerinde, nefes alamadan cama bakakalmak. Sonra şehrin ne gerek varsa her tepesine yazılmış adı. Bekle ve martıların sesini dinle. Gözlerini kapat. uzundur işe gelmemenin cezası, terfi sayılabilecek, sana kalırsa angarya yüklemesi. Bu haberi bahşeden kıdemli meslektaş, koltukta dönüyor pek ciddiyetsiz bir halle. "ya. öyle mi." deyişimi o kadar ilgisiz buluyor ki bir başkası tekrarlattırıyor cümleyi.

3 Temmuz 2016 Pazar

boşver herşeyi. dinle sadece.

2 Temmuz 2016 Cumartesi

Hava sıcak. Biliyorsun işte, nemli yapış yapış  haziran sonu. Temmuz başlamış bile olabilir, farkında değilim tarihin bir süredir. Hep aynı şeyleri yaptığımdan mı, yoksa zamanın son bir kaç aydır değişik bir durağanlığa bürünmesinden mi. Okumaya çalışıyorum ama o da istikrarsız gidiyor pek. Bir o tarafa bir bu tarafa atlayıp hiç bir şey yapamıyorum aslında. Eve gelen çiçek yavaşça soluyor. Sakince.