4 Nisan 2013 Perşembe

Pek muhterem kıdemli meslektaş, "evet sizi biliyoruz" dedi, "sizin isminiz geçiyordu, üzerindeki iş yüküyle."
"Öyle mi" dedim şaşkınlıkla.
"Evet" dedi adam tekrar.
O sırada çaylar geldi, ve önce pek kıdemli muhterem meslektaşa, sonra ondan daha az kıdemli ve en az onunda kadar muhterem olana ve  hepsinden daha az kıdemli ve en az onlar kadar muhterem bana. Bir gün genel bir toplantıda idarecilerden birinin söylediği gibi, "bizim meslekte 5 kişi asansör bekliyorsa, kimin önce bineceği, kimin sonra bineceği ve kimin hiç binemeyeceği bellidir." Çay servisi sırası bile buna göredir işte. Daha az kıdemli olan nasıl olduysa sözü çayın nasıl demlenmesi gerektiğine getirdi, ve bana dönüp,
"siz daha iyi bilirsiniz gerçi" diye ekledi.
"Rizeli olduğum için mi?" dedim gülümseyerek. "Ben çay demlemeyi ağbimden öğrendim."

Bende sadece cinsiyetim nedeniyle daha iyi çay demleyeceğimi ve yemek yapabileceğimi, daha düzenli ve temiz olacağımı sanıyordum, fakat ne acıdır ki, bendeki ekstra x kromozomu güdük olsa gerek ki bütün bunları tecrübe ederek ve öğrenerek edinmeye çalıştım demek istedim, diyemedim. Daha az kıdemli meslektaş, cins-i latiften birinin topu taca çıkarmasından keyfi kaçmış,  "rizeli olduğunuzu bilmiyordum" diye mırıldandı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder