21 Nisan 2013 Pazar

      Küçük kız gözlerini kocaman açmış yüzüme bakıyor.Sanki  bir dükkanının önünde terk edilmiş, ne gelecekse başına kaderine razı, şaşkın, ürkmüş. Onu öyle görüncebirkaç gün önce onu bıraktığı için, içimden kızıyorum annesine, arkasında iri kıyım bir kadın duruyor, güzel mavi gözlerini yükseklerden bana doğru indirerek hah, kurtuldum der gibi kıza soruyor, "bu mu? bu mu?" kız cevap vermiyor, doğrudan bakmıyor kadına, zaten küçük bedeni minicik kalmış gibi. Gülümseyerek "evet, melek'in arkadaşının  annesi benim" diyorum. "tamam o zaman emaneti size devrediyorum, annesi size bırakacağımı söyledi" diyor. "evet" diyorum. Küçük kıza dönüp, nasılsın diyorum, şaşkın bakmaya devam ediyor. Sanki kim olduğunu bile unutmuş bir halde. Sonra birkaç saati beraber eğlenerek geçirecekleri çocuk klubünün kapısında duruyorlar kızımla. Kızım rahatça küçük kızın   çantasını bana uzatıyor, "anne bunu arabaya koysana", arkadaşı ile zaman geçireceği için keyfi yerinde. O an kendine geliyor, "dur çantamdan bir kaç bişi alacağım" diye mırıldanıp, çantanın fermuarını açıyor. İçinde bir yığın tıkıştırılmış eşya ile biraz uğraşıp sonra yine kapatıyor. İçeri doğru giriyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder