23 Temmuz 2012 Pazartesi

Ramazanın dördüncü, temmuzun yirmiüçüncü günü, sevgili telve. Dün uçakta pelteye dönmüş bedenim   yığın gibi taksinin arka koltuğuna gömülmüş, havaalanından beşiktaşa sahil yolundan hızla ilerlerken bu berbat, sıcak, nefes alınamaz kenti sevdiğimi düşünüyordum. Parmaksız taksici bana duyduğum en güzel iltifatlardan birini söylüyordu, daha güzeli asılmak için söylemiyordu, öylesine, içinden geldiği için, geveze bir adam olduğu için, yada e5 yerine sahil yolunu kullandığına çemkirmeyeyim diye, ne fark eder, istanbulu özlemiştim, camlarından boğazın nemi doluyordu ciğerlerime, özlediğim her karışını hızla geçiyorduk işte, kendimi bu yolculuğun büyüsüne kaptırmış, herşeyi unutmuştum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder