4 Temmuz 2012 Çarşamba

Episode IX. Tiryaki

Sonra ara sokakta trafik kilitlendi ve durduğumuz yerde kalakaldık. Etrafıma bakınıp duruyordum, kafasına piyangocu şapkası geçirmiş bir adam ilişti gözüme, piyango bileti falan satmıyordu adam, sakalları, saçları uzamış, soluk gri renkte, yüzü bir ton koyusu. Elleri ile birşeyler sayıyormuş gibi yapıyordu sürekli, kaldırımın kenarında ki beton yükseltiye oturmuş, sırtını binanın duvarına yaslamış, sürekli sayıyordu. Bir ara başını kaldırdı, önce yol boyu dizilmiş arabalara baktı. Sonra önünden gelip geçen ve terdirgin bir yadsıma haliyle onu görmeyen kalabalığa. Birşeyler isteyecek sandım ilkin. İstifini bozmadı. Sadece bakıyordu. Arada saçlarını kaşıyor, arada saymaya devam ediyordu. Birden gençten güzelce bir kız, tatlı pembe türbanın çevrelediği sevimli yüzü hafif pembeleşmiş, eline bir poşet tutuşturdu, ve hızla kalabalığın içinde kayboldu. Adam poşete baktı. İçinden bir kutu ayran, bir de yarım ekmek arası döner çıktı. Oturduğu yerden kalktı. Çoktan kaybolup giden kıza doğru. Sonra gerisin geriye oturdu. Açmıydı? Poşetten çıkardıklarını geri koydu. Biraz duraksadı, sonra özenle önce ayranı çıkarıp yanına koydu. Sonra yarım ekmeği, sarılı olduğu kağıttan çıkarıp içini açarak ne var ne yok iyice bir baktı. Kapattı, tekrar kağıda sarıp poşete koydu. Biraz bekleyip, tekrar poşetten çıkardı. Durdu, ve önünden geçen orta yaşlı bir adama iki parmağını dudaklarına yaklaştırarak hayali sigarasını içiyormuş gibi baktı, adam fark etti hareketi ama sert bir baş işaretiyle reddetti, yürüdü gitti. Az daha cesaret edebilsem, yanımda ki sigara paketini uzatacaktım camı aralayıp. Korktum. Kent yaşamının sindirdiği iyilikseverliklerimiz. Yok. Bu iyi birşey değil. Bu halden anlamamı. Ekmeğine dokunmadan gelip geçenden sessizce sigara istemeye devam ederken adam, ilerleyip gittim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder