26 Mayıs 2011 Perşembe

  Aslında gerçekten bu kadar öküz biri değilim. En temelinde çay koyup ikram etmek, benim kadar tembel bir evsahibesi için ciddi bir eziyet. Çok keyif alarak sadece sevgilime ikramda bulunur, "sevimli misafirperver evkadını"nı oynamayı eğlenceli bulurum. Bu statüde algılanmayacak her misafire ikram eziyet gibidir benim için, herşey selfservistir, bir kısmı için bu rahatlatıcı bir durumdur, mutfağa girilebilir ve istenilen şey sanki kendi evindeymişcesine rahatça hazırlanılabilir ve ev sahibesi salonda, oturduğu yerden sizinle geyik yapmayı sürdürebilir. Bu iki yönlü bir "iyi" durumdur, misafir için canı istediği zamanda birşeyler içebilmek ve kendisine birşeyler sunulmasını beklemek zorunda olmamak, ev sahibi içinse misafir adına düşünerek hareket etme gerginliğinden kurtulmak. "çay koyayım mı ?" dedim alabildiğine doğal bir öküz ses tonuyla. Misafir "Eee..  bir bardak daha alabilirim eğer zahmet olmazsa" dedi. Hay senin zahmetine, olacak tabii, ama artık sormuş bulundum, üstüne üstlük basitçe "evet" demek yerine bu kadar uzun bir cümleyi dinlemek zorunda kaldığımdan  değerli zihnimi de meşgul etmiş oldun, demedim. Gerçekten demedim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder