26 Ocak 2011 Çarşamba

İşte yeniden ders çalışıyorum. Uzun zaman olmuştu, lisansüstünün karman çorman koşturmaca günlerini saymazsak, ders çalışmanın dışında bir okuma, anlatma, slayt hazırlama gibiydi, birde vaktinde işe okula ve eve yetişme kaygı-çabalarıyla doluydu daha çok, beş yıldır ilk kez. Notlarım, cici renkli kalemlerim, etrafa yaydığım kağıtlarım. Altlarını çizip önemsediğim cümleler, tekrar tekrar yazdığım. Seviyorum ders çalışmayı. Kendimi iyi ve yenilenebilir hissettiriyor bana. Saçma olduğunun farkındayım bunun. Kahve ile tükettiğim saatler, hatta belki beş yıl önceki gibi bir kaç özel vitamin hapına da başlarım, çantamın bir yerlerinde hep özetlerimi de taşıyabilirim yeniden, hele de bu hummalı çalışmaya eşlik edebilecek benim kadar zeki olmasada en azından hırslı bir kaç arkadaş da bulabilirsem, keyifli bile olabilir. Rahmetli kuzenim, üniveriste günlerimde mutfak masasında kurduğum ders notu, radyo, içecek, sigara düzeneğinde finallere hazırlanmama şahit olduğunda, içerde onca misafir patırtı gürültü varken böyle kendimi umursamazcasına verebilişime hayret etmişti " ne kadar keyifle ders çalışıyorsun" demişti. Uzun üniversite yıllarından sonra işe girme sınavları, işe girdikten sonra yeterlilik, uzun anlamsız süreçler. Yeniden ders çalışılabilir mi? Yaşlanmadım mı artık? İkinci evlilik gibi birşey. İçten içe olmasın istediğiniz. Olsa da iyi olur belki ama? Belki-ama-fakat-lakin-yinede. Ders çalışmayı seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder