24 Temmuz 2014 Perşembe

Ben ilkokula gitmeden önce okumayı öğrenmiştim. Beş altı yaşlarında başladım kitap okumaya dedi karşımdaki.
Kendi makus tarihimi düşündüm. Ablam benden on yaş büyüktü ve kitapsever babam ona okumayı sevsin diye bir kitap seti almıştı. Neler yoktu ki içinde, küçük hanımlar, alice harikalar diyarında, Tom Sawyer. Ben daha küçüktüm. Okuyacak yaşta değildim. Ama şirindim. Eve gelen her misafirin yanına gidip bu kitaplardan birini eline tutuşturup "bana okur musun?" derdim. En çok büyük kuzenim okurdu bana. Sarı uzun saçlarını geriye atar, bıkmadan uzun uzun okurdu. İlkokula kadar iki kitabı bitirdim böylece. Sonra okumayı öğrendim. Kendime ait bir odam yoktu, çekilip kitabımla başbaşa kalabileceğim. Ama benden başka kimsenin girmediği uzun örtüsü yerlere kadar ulaşan yemek  masasının  altı vardı. Bana ait mekan. Masa altına girer, kaybolur, okuduğum kitapta bulurdum kendimi. Boyum masanın altında kaybolmama izin vermeyecek kadar uzadığımda artık miyop olmuştum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder