4 Şubat 2014 Salı

   Yorgun muyum? Tam tersine fazla dinlenmiş olabilirim. Hiç birşey düşünmeden, hissetmeden, şubatın soğuk günlerini tüketiyorum sadece. En derin konuşma, annemle "hava bugün daha soğuk" ile "güneş vurduğu yeri ısıtıyor aslında" cümleleri arasına gidip geliyor. Sabahları genelde dağın arkasından sıcak, insanın içini ısıtan güneş arka balkondan eve vuruyor, sonra bulutlar güneş yükseldikçe onu yakalamaya çalışıp toplaşıyorlar ve en son ikindi vakti, göğü tamamen kapatmış oluyorlar. O zaman keskin bir soğuk tüm evi kaplıyor ve kızımla beraber pencerelerden biri açık mı kalmış kovalamacasına başlıyoruz. Terastan aşağı doğru. Doğru yanıt, hiçbiri. Dönüş yaklaştıkça sabah ormanın içinde uyandığım yanılsamasını yaratan bu pencereyi özleyeceğimi düşünüp dağa doğru ilerleyen yola ve etrafında sıralanan ağaçlara bakıyorum. Buralarda çocukluğum geçtiği için mi hissettiğim bağ? Belki. Ya da sadece Toprağa duyulan özlem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder