13 Kasım 2012 Salı

Kasa da oturan sevimli kız  gülümsüyor.
"Bu kitabı kim alacak diye merak ediyordum. Aslında daha dün geldi, kimse almaz ben okurum diye düşünmüştüm."
Esmer ince bir kadın, yüzünde gençliğinin verdiği telaşsız hal. Çevresine yayılan  sıcaklık.
"Ben okuyunca size getiririm" diye cevaplıyorum.
"Aslında bu işe girerken, bir sürü kitap okuyabileceğimi düşünmüştüm. Ama hiç öyle olmuyor. Bir sürü evrak işi var aslında" Elindeki fatura yığınını kasanın durduğu geniş tezgahın öbür tarafına koyuyor. "akşam 9'a kadar zaten buralardayım, bu işlerle uğraşıyorum, sonrasında da eve gidip dinleniyorum zaten, yoruluyorum".
Oysa hiç yorgun bir hali yok. Tam tersine, yolun başındayım ve hazırım diyor görüntüsü.
"Bende bir kitapçıda çalışmanın bir sürü kitap okuyabilmek anlamına geldiğini sanırdım" diyorum gülümseyerek.
"Bende, bu işe böyle girdim zaten, ama hiç öyle olmadı. Televizyonu da kaldırdım üstelik, biliyormusunuz geçen gün de böyle olmuştu, biri çok okumayı istediğim kitabı almıştı, sonra bir arkadaşımın evinde gördüm aynı kitabı, atladım hemen, woolf'tu galiba."
Bu cümleden sonra sohbete devam etmek yada aralanan woolf kapısından geriye dönmek gerekiyordu. Oturup bu kızla saatlerce konuşabilirdim. Köşede ki kafede birer kahve içip, neden okuduğumuzu, ve neden yazdığımızı  anlatırdık. Ya da gündelik hayatın ne kadar yaşamak istediğimizin dışında dayatmalardan oluştuğunu (artık böyle cümleler kurmasam da onun yaşlarında böyle hissettiğimi hatırlıyorum) .
Sadece gülümseyip parayı uzattım. Kızım kasanın önünde duran küçük müzik kutularıyla oynuyordu. "Onlardan alamayız hayır" dedim sadece.
 "Kendim için bakmıyorum. Doğum günü hediyesi için.."
Yakında gideceği doğum günü partisi. Devam etmek için küçük motivasyonlar. (Dolphin, sende beni uzak denizlere götürecek  umudum ol). Kasadaki sevimli kız bu sefer kızıma bakıyor. Konuşmaya devam etmek istiyor, bütün yorgun, bıkkın halime rağmen. 
"Gözlüklerin çok güzelmiş" diyor, kızım hiç tepki vermiyor, sadece bir yabancı onun için ve asla yabancılara iyi yada kötü tepki vermez. Duymamış gibi o tarafa bakmıyor bile, ben gülümsüyorum yavaşça kitapçıdan çıkarken.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder