24 Şubat 2012 Cuma

Hayal Kutusu 1

   Küçücük karton kutular önümde dizilmişlerdi. Hayal kutuları. Herkes bir hayalini fısıldamıştı her bir kutucuğa. Kutucuklar görünürde bomboş, aslında kırıklıklarla doluydu.  Adam teker teker önüme bırakıyordu yazmam için. Masanın bir ucunda önce dışına bakıyor, ağır ağır açıyordum. Ne görüyorsam önümdeki kağıda yazıyordum. Birkaç saat yazdıktan sonra kağıtları uzattım. "Bu da ne?" dedi adam yüzü asık. "kağıtlar boş?" 
"hepsini yazdım" dedim. Gördüğüm tüm duyguları. Ne hissettiysem, ne algıladıysam."
"hayır bunların hepsi boş" dedi adam.

 Böylece kısır döngü yeniden başladı. Masaya oturdum, ve kutucukları tek tek ve ağır ağır tekrar açmaya, uzun uzun bakıp yeniden yazmaya koyuldum. Kutunun dışında hiçbirşey algılamamam için herşey beyazdı. Oda, masa ve kapı. Kapının açıldığı dar uzun penceresiz koridor da. Kağıtları her elime alıp kapıyı açışımda adamı koridorun ucundaki koltukta, başını elleri arasına almış, gözlerini kapatmış, buluyordum, kapı sesiyle irkilir gibi oluyor, şiş göz kapaklarını kırpıştırıyor ve yüzüme bakıyordu. Nedense kağıtlara değil. Dördüncü kez kağıtları uzattığımda "artık yazamayacağım" dedim.
"acıktığını, susadığını yada uykun geldiğini söyleyemezsin. Burda böyle hisler yoktur" dedi aynı asık yüzle.
"biliyorum. Ama yinede yazamayacağım" dedim.
"Yazmayı isteyen sendin. Şimdi bu da neyin nesi?"
"Bilmiyorum. Devam etmeyeceğim. Uyanmak istiyorum artık."
"Bunun rüya olduğunu da nerden çıkardın?"
"Değil mi?" dedim. Kağıtlarımı alıp odaya geri döndüm .

2 yorum:

  1. :) hesaplaşmalar.... Bitmedi hala değilmi :)
    Kelimesiz kelimelerin sonu gelmezki....

    YanıtlaSil