17 Nisan 2010 Cumartesi

Melahat'i herkes tanırdı. Herkes için iyi birisi diye tanımlanacak kişiydi. Ben onu tanıdığımda henüz karşı dairede oturduğunun farkında değildim. Hatta aynı binada yaşadığımıza dair bile fikrim yoktu. Mütemadiyen çok yokuşlu mahallemizin en dik yokuşunun altında bulunan süpermarkette karşılaşırdık. O şişman bir kadındı, bense çok unutkan, bu yüzden sık sık kendimizi süpermarkette rafların arasında birşeyler ararken bulurduk. Melahat'in ileri doğru kavisli yuvarlak aşağılara doğru uzanan göbeğinin üstünde sallanan iri memeleri, çatık kalın kaşlarının önünde duran ve hernekadar kolormatik izlenimi versede hemen her ışıkda bir parça kahverengi durup onu az daha yorgun, yalnız ve yaşlı gösteren gözlükleri vardı. Rivayet olunurdu ki kocası onu kendisinden genç bir kadın için terk etmişti. Bundan sonraki süreç zarfında iş ve ev arasında gidip gelerek, yemek ve temizlikle kendi varoluşuna anlam katmaya başlamıştı. Bunu bana olan bakışlarından anlıyordum. Bense onun aksine çocuklu, sevgilili, pasaklı, kariyerli, yemek ve temizlikten anlamayan, iyi araba kullanıp, komşularının yalnız bir kadın için ne kadar korkutucu bir söylem olabilecek "apartmanda fare varmış aman senin kapında eşik yok, mutlaka yaptır bak içeri giriverir mazallah" uyarılarını tınlamamış, sırf bu yüzden bu konuda çok da eğlenerek hiç birşey yaptırmadığı gibi birde utanmaksızın bu uyarıları yapanların eve girebilecek fareyi kendileri için cesurca "hal" edebilecek kocaları olmasına rağmen "iyi de fare dediğin ne olacak bir kalem büyüklüğündeki delikten bile geçebiliyormuş, bütün kapılardan girebilirki, malum bizim kapılarda eşikleride duvarlarda delik dolu" cüretkar karşı söylemini geliştirme küstahlığında bile bulunmuş bir kadındım. Ben onun "değil"lemesi gibiydim. Yalnız yaşadığı uzunca süreç boyunca karşı kapıda yaşamasına rağmen, çoğunlukla selam vermedi hatta egosuz, sakin hallerim ve sevimli gülümseyişlerimle konuşma fırsatı aradığım zamanlarda bile bana bakmadı. Ne zamanki "aman o adam çok fena bi adammış" söylemleri ile eski kocası muhtemelen genç sevgilisince terk edilip geri döndüğünde boyu belimi henüz geçen bu eski koca ardında durup bana pek bir tuhaf bakmakta iken başını kaldırdı ve gülümsedi. Bende ömrümün tüm melahatleri ve cep kocalarını onun sakin yüzü nezdinde gülümseyerek selamladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder