24 Ekim 2014 Cuma

Şafak, 1405 gün.

Sabah serinliğinde apartmanın önünde okul servisini bekliyoruz, yarı yorgun yarı uykulu. Birinci katta oturan sarışın kadın birşeyler anlatıyor. Sevimli yerel şivesiyle. Ne dediğinin bir anlamı yok, otursun, konuşsun sadece, gülümseyerek dinletebilir insanı. Genç anne, bebeği evde uyurken birinci sınıfa giden oğlunun servise binişini izliyor. Her detay, her ayrıntı ilgisini çekiyor. "zarfı kaybettik, ücreti ne zaman istediler ki" diyorum. İlgiyle bakıyor yüzüme. "Zarf kayboldu mu? ooo, çok oldu geçen hafta, 15'iydi galiba." Sonra bu hayretini abartılı bulup kendi kendine mırıldanıyor. "olur da bazen." Gülümsüyorum. Garip bir sakinlik içinde sanki herşey. Böyle sakin kalsın istiyorum. Açık mavi gökyüzü altında sanki yağmurdan günlerce uzaktaymışız gibi kuru hava. Oysa öğleden sonra bulutlar tamamen kapatıp, gri hüzünlü bir ekim yağmuru başlayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder