4 Mayıs 2014 Pazar

  Mayıs. Yağmur yağıyor. Bir süredir böyle, şiddetli, ama yinede sakin yağıyor, pencereden durup dışarıyı izleyebilelim diye. Dahası, daha fazlası olmasın diye. Yağmur yağıyor, kadim dostum, camın kenarına yerleştirdiği rahat koltuklarında çayını yudumlarken bu şehire gelmenin, yada bu şehirden gitmenin kavurucu yalnızlığı üzerine konuşuyoruz. Sokak, yıllar önce oturduğum sokak, tanıdık, kalabalık. Bipolar bozukluğu var bu sokağın diyorum. Gözleriyle taa aşağılardan hızla yürüyen insanlara bakıyor. Bazen çok neşeli, bazen kaygıdan yaprak kımıldamıyor. Güzel gözleri hüzünlü, çatılara doğru kayıyor bakışları. Bitişik nizam apartmanlardan birinin çatısındaki terasa konmuş sallanan koltuklara takılıyor. Kim yaşıyor ki buralarda. Belki onlarda senin dairene bakıp aynı şeyi söylüyorlardır. Hayatının kısa bir durağında sadece bir kaç ay kalacak etrafı kalabalık, kendisi çok yalnız bir kadın olduğunu da kimse bilmiyordur. Ya da belki herkes böyledir, ve karşı pencerelere baktıklarında kendilerine benzer insanlar yaşadıklarının farkındadır..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder