'Gönül Yarası'nın
en çarpıcı konuşması kızının Nazım hoca ile yaptığı değil midir. Onbeş yıl
sonra filmi tekrar izleyip tekrar hüzünlenirken, ne kadar sahici olduğunu
düşünüyorum. Bir hafta önce arabada, bir otobüs terminalinin boş park yerinde,
Ankara'dan gelecek otobüs gecikmiş, beni kaygılarımla ve yorgunluklarımla baş
başa bırakmışken günün kaçıncı sigara paketini açmıştım, 'On'u beklerken. Otobüsten inişi,
ağır ağır yürüyüşü arabaya doğru, bakınca bu adamın bu arabaya sığmayacağını
düşündüren devasa sevgili. Filmin en
yakıcı cümlesi “bir üçüncü yol yok mudur?” o zamanlar en çok dikkatimi çeken
anıyken, şimdi, Nazım hocanın kızının gözünden eleştirilirken kurulan
cümlelerine takılıyorum. Çok vatansever bir öğretmen olduğu için kendi kızını
ihmal eden yaşlı adamı için için yadırgayan seyirciler, yıllar içinde değerleri
uçup giden saldım çayıra mevlam kayıra hocalarla, özel sektörün zalim tüccar
zihniyeti altında öğrenciye değil de veliye hizmet veren hocalarına dönüştüğünde
mutlu oldular mı ki. İyi mi böyle?. Bir hafta önce bu saatlerde. On, dört ay sonra yanımda, sağ
koltukta oturmuş, sigaramı yakmış, eli elimde, gece, istanbul, yol. Hayat bana
daha ne verebilir ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder