4 Haziran 2024 Salı

        Hava çok sıcak. Hava çok sıcak olduğu için mutsuzum. İşin en yoğun zamanları. Naife yüzüme baktı, "yardım edilecek bir şey varsa yapalım" dedi. Elinin körü dedim. Hayır demedim. Diyemedim bir şey. Bireysel bizim işler bilirsin, herkes kendi bacağından asılıyor. Naife de zaten bak ben bu yoğunlukta işlerimi bitirdim havasına söylüyor. Klimanın rüzgarı tepeme tepeme esiyor. Kapatsam bir dert. Açsam başka bir dert. Naife zalim zalim bakıyor, cam kenarı masaya geçerken iyiydi şimdi klimanın rüzgarı ile şenlen bakalım diyor gözlerinin ışıltısında. Aslında yıl sonunda olurdu işin yoğun zamanları. O zamanlarda soğuk olduğundan mis gibi çalışırdık. O zamanlarda Naife ve Zarife de yoktu zaten. Fazla mesaiden gece yarısına yakın bir saatte çıktıktan sonra binanın hala yanan ışıklarına bakıp, yine iyi ben bu saatte çıkabildim diye düşünürdüm. Şimdiyse zamane sanallığında dizüstü bilgisayarı eve götürüp uzaktan uzaktan çalışmanın getirdiği duramama hali. Babaannenin ineklerine verdiği isimlerle çalışma arkadaşlarını çekiştirme hali. Halsizliği. Okuduğum roman da öyle ansızın hissettirmeden bitiverdi, belki de tüm huysuzluğum bundan.